KUANTUM DÜŞÜNCE TEKNİĞİ NEDİR?

Ä°lgili resim

Albert Einstein “Sadece iki şey sonsuzdur: Biri evren diğeri de insanın aptallığı. İlkinden o kadar emin değilim.”

Richart Feynman ise “Cevaplanmayan soruları, sorgulanmayan cevaplara tercih ederim” diyor.

İki bilim adamının düşüncesini kıyasladığımda kuantum teorisinin doğa ile ilgisi olmadığı ortaya çıkıyor.

Şimdi hafiften müzik dinliyorsanız sesini biraz açın. Ya da alternatif aramak istiyorsanız yatağınıza uzanın. Gözlerinizi kapatın. Hayal dünyasındaki uykuya dalın. Denizin dibine dalan bir balık gibi, yüzgeçlerinizi sakın kapatmayın. Hem yüzün, hem hayal kurun, hem de müzik dinlemeye devam edin. Kuantum düşünce teorisi yaşanılan zamanı yaşamış gibi gösteren düşünce teorisi değil, hayal teorisi de olamaz. Yer, zaman ve mekan neredeyse fotonlar orada bulunur. Zaman içinde zaman aramakta olmamalı.

Ama…

Hep merak etmişimdir, kuantum nedir, kuantum düşünce teorisi neyi savunuyor? Sıkça duyduğum, ama ne anlama geldiğini çözemediğim bir kavram. Ne oldum değil ne olacağımın garantisi yoktur hayatta. Hayatın bizlerden ne istediğini anlamak istiyorsak, kitleyi soyutlayarak, idrak ederek yaşamasını bilmektir. Hayal, düşünce, sevgi ve menfaatten uzak kalmadığımız gibi, korku ve güzellikleri de yaşıyoruz. Bilgisizlik, deneyim, şüphecilik ve en önemlisi belirsizlik üzerine yoğunlaşması, herkesin biliyormuş gibi yaptığı bir düşünce tekniği olan kuantum geçmiş ile geleceği kıyaslıyor. Lakin bu konuya istinaden ilave edeceğim Oscar Wilde’nin bir sözü var. ” Hiç kimse geçmişi satın alabilecek kadar zengin değildir.” Şimdi sermayeniz var, iş kurmayı düşünüyorsunuz. Bu zaman zarfında çok şeyler gelip gidiyor aklınıza. Ya kaybedersem ya da kazanırsam..İkilemde kalmak ne kötü bir şey değil mi? Geçmişe sünger çekmek ve geleceği kazanmak güzelliklere kucak açmak hayalini yaşıyorsunuz. Düşünsenize, her türlü sanat ve kültürel etkinliklerine davet ediliyor, organizasyanlarda bulunuyor, açılışların dibine vuruyorsunuz. Sadece hayal kuruyorum, düşüncelerim daha gerçekleşmedi. Kendimce şaşaalı bir dönem yaşıyorum.

Konu bütünlüğüne baktığımda benmerkezciliğin neresinden gireceğimi tanımlayamadım. Korkunun olduğu yerde ego, düşünce ve duyguyla yaşayan hayallerde vardır. Benim için kolaylığı sağlayan zorluklardır. Amaç, tekamülleşmek. Zorlukların üstesinden gelerek kolay yolu bulmak ve anlam metalığını çözmek. Çözmek bir tarafa dursun görüşlerimi yaparken sallamaya devam etmeyi de ihmal etmeyeceğim. Allah muhafaza bir his uyandı ben de. Şimdi halktan biri diyor ki önümüzdeki ay deprem olacak bu bir görüş. Olur veya olmaz hissiyatı güçlüyse, görüşünü belirtiyorsa savunmasız hemen sorgulamaya geçeriz. Saçmalamak görüşe dahil olsa da subjektifi sağlayamayız. Sıçramayı yapan dalgalanmayı yer, zaman ve mekan sağlıyor.

Belirsizlikteki bir objeyi bir varmış bir yokmuş gibi gösteren hayali düşüncenin neresinden bakarsanız içinden çıkmak mümkün değil. Keza doğru mu? Orası beni ilgilendirmez diyemeyiz, bilimsel boyutun nereye varacağı kısım neticelendirir.

Şimdi bir çiftçiyi düşünelim. Her yıl ektiği tarladan ürün alır, değil mi? Çiftçi ürünü alırken geçmişte ne yaşamışsa, geleceği de göz önüne alarak ürün almaya devam eder. Bu nasip, kısmet meselesidir. Bazı dönemler bolluk ve bereket, bazı dönem ise kıtlık, kuraklık ve felaketle geçer.

İnsanoğlu tüketmek için üretir, tüketirkende hep kabuk değiştirir. Kendini yeniler. Değişime uğrar gibi mutluluğu ve mutsuzluğu yaşar. İşin yaşamsal kısmından bakmayacağım. Beni ilgilendiren yanı sanatçının, sanata yenilik katıp katmayacağı. Sanatı varsayalım. Sanatçı beste yapıyor, önümüzdeki zaman zarfında ya tutarsa ya tutmazsa sendromunu yaşıyor.

Albert Einstein, gerçekler teoriye uymuyorsa olayları değiştirin diyor. Mantık, düz mantık diyemeyiz, ama kavram olarak kimsenin kimseye öğreti yetisi de yoktur. Geliştirebiliriz. Mantık kavramında anlatırsın alabilme yetisi vardır. Hani hep deriz ya veren el, alan elden üstündür diye. O yüzden kuantum için bir tavsiyem var. Fazla kurcalamayın, ayarlarla fazla oynamayın. An’ı yaşayın ve mutlu kalmaya devam edin. Fazla derinlere girmeden hayallerden çıkmak en iyisi. Ne düşünürsek onu yaşarız, ne düşünürsek o oluruz. Benden söylemesi. Sevgiyle kalın.

Email adresiniz ile takip edebilirsiniz.

Yorum ve önerilerinizi bekliyorum

13 Comments Kendi yorumunu ekle

  1. Elif Altıntaş dedi ki:

    Bu teori aklıma hep dem vurmuştur….Bana göre (derken bile) , Oantum kaderin matematik evresidır, maddeyi kadere evirmedir…İşte hakikat ve mutlak varken irade ve nefs onu gorecelestirir..Makro ve mikro alemlerin ortak kaderi dır ki tesadüfü reddeder insan iradesini ortaya koyarak iyisi ve kotusu ile tevafuktur der çünku…Her şey aynı anda olur ölür ve yenisi…aynı anda….neticede yaşayan ölümü görür ölen yeniden dirilmeyi…Her şey aynı anda olur…inanıp inanmamak onlara kalmış…Quantum da bu mudur? Picasso mesela bu düşünceye göre resim yapmıştır…Aynı anda farklı yönleriyle gösterirken acayip görülmüştür; inanıp inanmamak..

    Liked by 2 people

    1. Yakup Uykutalp dedi ki:

      Teşekkür ederim yorumunuz için Elif Altıntaş. Yorumlamak haddime düşmez, ama yine de düşüncemi söylemek isterim. İnançlarımız hayatımızı şekillendirmede en önemli etkiye sahiptir. Evet bazıları inanırken bazıları inanmayabilir. Bu kişiden kişiye değişen düşünen varlık insanın kendi seçimidir. İnanan ve inanmayanlar gibi. İşin garip kısmı ateistler, budistler ve farklı inançları da kapsayan kuantum, ne olmak istersen o, ne düşünürsek o oluruz gibi. Sahip olduğumuz inançlarımız bize özgüdür. Hayatın bizlerden ne istediğini anlamak istiyorsak, önce idrak etmemiz gerekiyor. İdrak edemediğimiz şüphe ve belirsizliği geçmiş, gelecek ve an’ı düşündüğümüzde yoğunlaştığımız zaman önemli. Kadercilik, kısmet, nazar gibi kavramlara inanıyorsanız doğrudur. Hayatınızda bunların etkilerini yaşayarak inancınızı doğrulamış olursunuz. Kültürel açıdan baktığımızda Picasso’nun kuantum ile ilgili resimleri aslında konuyu tam anlatıyor. En önemliymiş gibi, önemsizi resmetmek soru işaretlerine neden oluyor. O yüzden fazla kurcalamamak kanaatindeyim. Geçmişi ders alarak geleceği aydınlatmak, benim için kolaylığı sağlayan an’ı yaşamaktır. Sevgiyle kalın.

      Liked by 1 kişi

  2. Elif Altıntaş dedi ki:

    Bazı şeyler akılla bilinemeze bir örnek olarak düşündüm . Quantum da sanki kaderin akılla izahı bu benim tefekkürum…Her şeyin bir izahı var. Düşünen insanlar için. Kaderi ayrıntıları ile de bilmek gerekir. Kaderin dereceleri. Bu kadevcillik değil aksine bu hayatın yaşamın dinin bir fonksiyonu. Yaşam standartini da yükseltir böylece. İrade işin içine girince. Picassoya , Salvador Dali ye ve Paul Klee ye gelince görsel anlamı ile yorumladiklari için ister inanırsın ister inanılmasın bir hakikatı kendi perspektiflerinden yorumlamislardir demek istedim. Yanlış aktardım sanırım. İnanıp inanıp inanmamak size bize kalmış. Din ve inananisla bir bağlanti yok zaten. Quantumun çıkış noktasına bakıldığında bir hakikat var ve kapalı vs. Vs…….uzar gider….gerçi Einstein bu konuyu Allahın birliğine getirmiştir ama yok çok uzatmaya gerek yok. Kader kısmı benim benzetmem…Ama kaderi derinlemesine doğru kaynaklardan öğrenince inanç noktasında ne kadar eksiğimiz varmış diyoruz. Derine girilmesin diyoruz ya gerekli donanımlar olduktan sonra ne bakarsiniz ne de olur. Derinliklerin keyfini çıkarmak çok keyifli….Güzel bir konu….

    Beğen

    1. Yakup Uykutalp dedi ki:

      Teşekkür ederim Elif Altıntaş. Yorum yapmak haddime düşmez, ama yine de eklemek istediğim birkaç cümle var. Kader ya da kadercilik üzerinden yola çıkıldığında konuya müdahil olmak zor. İzahat eden akıl, şüpheyi de taşır, spontane belirsizliği de. Mesela nazar ve kısmete inananda var, inanmayanda var. İnanç konusunda eksiğimiz olduğu gibi, sevmeyi de ihmal ettiğimiz kesin. Sevmek kişinin elinde sevmemekte. Eğer gerçek anlamda yaşadığın an önemli ise değer veriyorsan, yaşam standartını yükseltmek istiyorsanız ne düşünürseniz, ne isterseniz o olursunuz. O yüzden diyeceğim hakikatin başka bir anlamı yoktur. Doğruya yalan diyebilir miyiz, yalana da doğru diyemediğimiz gibi. Zaten kuantum insanın olduğu yerde her konuyu kapsıyor. Sağlık, mutluluk, huzur, eğitim, siyaset, ticaret gibi. Konu insan olunca, muhtelif insan sayısı kadar mecra vardır. Her zaman söylediğim bir sözüm var: Benim için kolaylığı sağlayan zorluklardır. Derinlikleri yaşarken değişimle kaybolmayalım Elif Altıntaş. Sevgiyle kalın.

      Beğen

      1. Elif Altıntaş dedi ki:

        Estağfurullah, olur mu ben çok memnun oluyorum yorumlardan. Akıl akıldan üstündür. Tek akılla yola çıkılmaz zaten… İşte böyle böyle fikir düşünce genişliyor; bize daha çok düşünme fırsatı doğuyor. Sağlam dallara tutunan derine dalmaktan korkmaz. Değişmek veya değişmemek zaten çok izafi…Saygilarimla Sn. Uykutalp güzel bir diyalog oldu benim açımdan.

        Beğen

      2. Yakup Uykutalp dedi ki:

        Ben teşekkür ederim sevgiyle kalın Elif Altıntaş. Saygılarımla.

        Beğen

  3. Elif Altıntaş dedi ki:

    Bi de kadercilik anlayışı bambaşka bir şey zaten. Saygım sonsuz kadercillik anlayisina ama kader başka bir şey kadercilik başka… Benimsediğim bir şey degil zaten..Bambaşka mecralara çektim konuyu sanırım. Kusura bakmayın. Ama bu konuda yani Quantum fiziğin soyut versiyonuna girdiği için ister istemez benzetenler oluyor. Çok sevdiğim bir konu hakikat olduğuna da inanıyorum. Daha çok gelisecegini de düşünüyorum.

    Liked by 1 kişi

  4. Yakup Uykutalp dedi ki:

    Kuantumda hakikat vardır. Kişi dünyasını kendisi seçer. Hangi pencereden baktığı önemlidir. Düşündüğü gibi ya da inandığı gibi. Teşekkür ederim. sevgiyle kalın Elif Altıntaş.

    Liked by 1 kişi

  5. Özlem Soydan dedi ki:

    Önce “İkilemde kalmak ne kötü bir şey değil mi?” sorunuzu yanıtlayayım. Evet, kesinlikle çok çok kötü. Son günlerde o kadar çok arada kaldım ki… Öyle çok benim dışımda gelişen, daha doğrusu -gelişemeyen- olayın sonuçlanmasını bekledim ki… “En kötü karar bile kararsızsızlıktan iyidir” mottosunu içselleştirmiş ve hayatını olabildiğince net yaşamış bir kişi olarak ben bile son yılların şu moda sözünü dile getirdim: “Herhalde bu da benim sınanış şeklim” 😀

    Kuantum konusunda pek bir şey bilmiyorum. Çevremdeki konuşmalarda bu konu gündeme geldiği vakit soruyor ve can kulağıyla dinliyorum, ama nedense anlayamıyorum. Belki de anlamak üzere dinlemiyorumdur 🙂 Yani, anlayabildiğim kadarı benim felsefede çok sevdiğim ve özümsediğim bazı köklü düşüncelerle örtüşüyor. Gerçeklik kavramı, ideler dünyası gibi… Gerçek üzerine yazdığım yazıyı okumuş muydunuz bilmiyorum (https://ozlemsoydan.wordpress.com/2016/10/27/gercek-bir-yazi/) Felsefenin kadim sorusunun yanıtının bilime dayandırılmış hâli gibi, ki quantumun bununla sınırlı olmadığından da eminim.

    Ama belki de biz anlamışızdır aslında ne olduğunu. Fizikçi Niels Bohr’un şöyle bir sözü varmış nitekim: “Kuantum fiziği kafanızı karıştırmadıysa onu tam olarak anlamamışsınız demektir.” 😉

    Sevgiler güzel İzmir’e! Tabii oradaysanız gerçekte 🙂

    Liked by 1 kişi

    1. Yakup Uykutalp dedi ki:

      Özlem hocam; özür dilerim güzel yorumunuza zamanında yanıt veremediğim için. Öncelikle siz ve değerli meslektaşlarınız ülkemizin en güzide zirvesindesiniz. Atatürk’ün bir sözü var: ” Öğretmenler yeni nesil sizlerin eseri olacaktır.”
      Gelelim ikileme. Şimdi eğitim çok önemli ve 24 Kasım Öğretmenler gününü geride bıraktık sevgili hocam. Kuanatum der ki; Eğitimde ikileme olmaz. Eğitim için her zaman bir yol vardır. Sanayi kalkınır, ekonomik refah düzeyi artabilir, çok zengin bir ülke olabilirsiniz, ama geleceği olmayan bir ülkenin geleceği yok olmaya mahkumdur. O yüzden ikilemde kalmayı zorlaştıran kolaylıklardır. Temeli sağlam, geleceğe ışık tutma kanısındayım. Hani yazımda bir söz vardı. ismini hatırlamadığım bir düşünür diyor ki; Hiçkimse geçmişini satın alabilecek kadar zengin değildir. Şimdi ben, diyelim ki 40 yaşındayım. Hadi 20 yaşına dön, dönmek mümkün mü? Zaman çok önemli. Nerede ve nasıl geçirdiğin önemli. Geleceğini etkilediği gibi sıçramada yaptırabilir. AN ve ZAMAN’IN değerini bilmek daha bilinçli olur kanısındayım. Eğitimde mutluluğumuzu katbekat artıracağınızı düşünüyorum. Sizin gibi eğitimciler güzel ülkemde hiç eksilmesin. Saygılarımla.

      Liked by 1 kişi

      1. Özlem Soydan dedi ki:

        Ayyy çok teşekkür ederim Yakup Bey! Değerli bir sürpriz oldu benim için bu anlamlı sözleriniz. Harikasınız. Siz de hiç eksik olmayın 🙂
        Zamanında yanıt konusunda özür dilemenize de hiç gerek yok tabii ki. Ben de bazen yetişemiyorum, bazen çok önemsediğim bir yorumu kaçırdığım zamanlar bile oluyor hatta. Bir yandan da yazı dünyamızın dışındaki hayat devam ediyor ne de olsa. Hepimiz aynı durumdayız. Birbirimizin halinden anlamalıyız. Güzel bir hafta dilerim. Sevgiler.

        Liked by 1 kişi

  6. Yakup Uykutalp dedi ki:

    Size de Hocam. Saygılar

    Beğen

Yorum bırakın